5 Ekim 2015 Pazartesi

Disney ve Anneler Buluşması: Sihirli Bir Gün!

11 Eylül'de ''Disney ve Anneler'' buluşmasında çok keyifli bir gün geçirdik. O gün için daha önceden yapılmış bütün programlarımı iptal ettim; zira Üstün Dökmen'in de katılımıyla gerçekleşecek ve benim için gerçekten çok önemli olan bu konuyu kaçıramazdım!

İlk bölümde Disney Pazarlama Direktörü Armağan Milli'den Disney'in içeriklerinde sunduğu değerleri ve Türkiye hedeflerini dinledik. Armağan Hanım kendi oğlundan da verdiği örneklerle çizgi filmlerin hayatımızda olan yerini bizlerle paylaştı.
Oğlunun brokoli yemesini sağlayan bir karakter varken hangi anne bunu paylaşmaz ki? :)


İkinci bölümde Üstün Dökmen'in masallar ve çizgifilmler ile ilgili
yorumlarını içeren konuşmayı dinledik. Üstün Dökmen çocukların hayatı deneyimleyerek yaşaması gerektiği görüşünde. Hayatı normal akışında yaşarken anlattığımız masallara veya izlediğimiz çizgifilmlerden çocuklarımıza bir takım olumlu değerler kazandırmak istiyorsak içerikleri onlarla beraber izleyip üzerine  konuşmamız gerekiyor. Çocuk bir çizgifilm izleyerek belirli bir seviyede bir farkındalığa sahip olabiliyor; fakat bu kalıcı bir şey olmuyor. Kalıcı olması için bunları birer ''sohbet konusu'' haline getirmemiz gerekiyor. Örneğin hepimizin çok iyi bildiği Sindirella’yı çocuğunuza anlattınız, sonrasında hikayeyi bitirip devam etmek yerine çocuğun bu hikayeden anladıklarını sormak, hikayenin vermek istediği mesajın
iletişimini çocuğumuzla kurmamız gerekiyor.


Benim çizgi filmler konusundaki fikrime gelince...
Efe doğduktan sonra ''TV'yi kapatalım'' paniği yaşamadık evde. Efe'nin televizyona bir ilgisi olmadığını görünce daha da rahatladık, kurallar koymak durumunda kalmadık. 2 yaşına geldikten sonra ufak ufak ilgilenmeye başladı televizyonla. İşte bu noktada bir anne olarak ben de elimden geldiğince araştırarak, irdeleyerek seçmeye çalıştım izlediklerini.

Benim bu noktada Disney markasına güvenim sonsuz!

Etkinlik sırasında sizlerden gelen soruları elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım. En çok gelen ''Çizgifilmlerin subliminal mesaj verip vermediği'' konusunu Armağan Milli'ye sorduk. Kendisi bunun bir aslı olmadığını söylerek bunların hiçbir kanıta dayanmayan şehir efsaneleri olduğunu iletti. Bu
noktada kendisine katılmayanlarınız olacağını düşünerek şunu söylemek isterim ki televizyonu oyalayıcı olarak görmekten ziyade, çocuklarınızla kaliteli vakit geçirme aracı olarak kullanırsanız anneler olarak hangi içeriklerin onlara yarar sağladığına sağlıklı bir şekilde karar verebilirsiniz.


Biz yeni neslin anneleri olarak çocuklarımıza her türlü eğitimi, gelişimi zaten sağlamaya çalışıyoruz. Ancak çocuklarımızın hayatında eksik bir şeyler kalıyor ister istemez. Bu bizim oluşturabileceğimiz
bir şey değil. Bunun ismi ''Sihir''; işte ben tam da bu noktada belirli limitlerle izlenen televizyonun çocuklarımıza yarar sağladığı görüşündeyim. Disney bu sihri sadece yaratmıyor bunu hikaye anlatım
gücüyle de birleştiriyor. En önemlisiyse bize ''ailecek'' zevk alabileceğimiz bir ortam oluşturuyor.

Çizgifilm deneyimlerine yeni başlayacak aileler için ufak bir tavsiyem olacak. Disney Channel'da haftaiçi her gün saat 16:00’da ekrana gelen ''Miles Yarının Ötesinde'' yi kaçırmamanızı öneririm!NASA astronotları danışmanlığında oluşturulan; çocuklara bilim ve uzay hakkında ilginç bilgiler vermenin yanı sıra ailenin önemi, problem çözme ve yardımlaşma konularında mesajlar aktaran bu yepyeni ve macera dolu çizgi film ailecek keyif alabileceğimiz güzel bir deneyim sağlıyor. Keyifle izliyoruz :)



Sevgiler


Paylasananne