uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uyku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2013 Salı

Bebeklerde Gece Uykusu


Bir süredir annelerden Efe’nin akşam uykularıyla ilgili sorular alıyorum.Konunun uzmanı değilim; ancak yine de hiç yadırgamıyorum bu soruları zira ben de yeni bir anne tanıdığım zaman ilk sorum bu oluyor : ‘’Nasıl uyutuyorsunuz?’’
Sizlere öncelikle kendi sistemimi anlatmak istiyorum. Dediğim gibi konunun uzmanı değilim. Kendi başına uykuya dalabilen veya tüm gece uykuda kalan bir bebek de değil benimkisi. Ancak 2-3 aylıkken uykuya 1-2 saatte dalabilen ve gecede 10 defa uyanan bir bebekten şu anki durumumuza gelebildiğimize göre belki de bir şeyleri doğru yapıyorum. Ufacık bir yardımım bile dokunsa ne ala J
Efe'nin ilk 2 ayında uykuya dalması 2-3 saati alıyordu. Ve bu süreç boyunca sürekli ağlayan bir bebekti. Ayağımda 2 saat salladığımı sonra yatağa koyduğumda 15 dakikada uyandığını çok bilirim. Daha sonra bu süreç hamağa alışmaya başlamasıyla birlikte kısalmaya başladı. 1-2 saatlik bir sürece indik. Ancak yine ağlayarak uykuya dalma ve uyuduktan kısa bir süre sonra uyanma problemimiz vardı. Gece boyunca sık sık olan uyanmaları söylemiyorum bile...
Bu işe bir dur demek adına türlü kitaplar, yöntemler okumaya başladım. Sizlere daha önceki yazımda EASY yöntemiyle tanıttığım Tracy Hogg’un yöntemleri yine bana en yakın yöntem oldu. Gece uykusu için öncelikle Efe’ye bir rutin oluşturmam gerekiyordu. Rutin dediğimiz şey bebeği gece uykusuna hazırlarken yaptığınız hazırlıkların her gün aynı saat aralıklarında tekrarlanması. Bizim rutinimiz ufak bir şekerleme sonrası banyo, pijama giyimi, meme, mama ve hamaktan oluşuyordu. Bunu her akşam değiştirmeden yapmaya çalıştım. Bir süre sonra rutini her gün 15er dakika geriye aldım ve iki hafta içerisinde 22:00 olan uyku saatimizi 20:30 sularına çektim. Uyku saatimizi geriye aldıkça şunu anladım ki Efe’nin uykuya dalarken şiddetli bir şekilde ağlamasının ana sebebi aslında çok fazla uykusunun olmasıymış! Uykusu çok olduğu için ister istemez uykuya dalmakta zorluk çekiyormuş. Hamağa yatış saatimiz geriye gittikçe Efe’nin akşam uykularına verdiği tepkiler de düzelmeye başladı. 19:30-20:00 arasında hamağa koymayı başardığımız günse ağlamalar tamamen kesildi. 
Efe’yi ikinci ay itibariyle kendi odasına almıştık. Bunun sebebi tamamen benim annelik içgüdülerim. Efe’nin bizimle aynı odada uyumasının sık uyanmasına sebep olduğunu düşünmüştüm. Gerçekten de tahminim doğru çıktı ve odasına geçen Efe gecede bir defa uyanan bir bebek haline geldi. Ancak bu durum dördüncü ay yine değişti. Saat başı uyanmalar başladı. Yine aynı içgüdülerle oğlumu odamızdaki park yatağa geri aldık. Bizimle birlikte yattığı gece ilk defa güzel bir uyku yapabildik. Artık büyüme sürecine girmişti ve muhtemelen uyanıp benim ve babasının yanında olup olmadığını kontrol ediyordu. Yine de gece uyanmalarını üç defadan aza çekmeyi başaramıyordum. Gecede 2-3 defa (3 saat aralık olmak koşuluyla) meme emiyor, mama yiyordu. Tracy Hogg kitabında bebeğin gece uyandığında beslenmemesi gerektiğini beslendiği takdirde uyanmalarının kesilmeyeceğini söylüyordu. Bunun yerine ‘’uyku öğünü’’ dediğimiz bir öğünü öneriyordu. Bebeği 23:00’ı geçmemek koşuluyla yattığı yerden alıp uyandırmadan besleyip tekrar yatağına koyarsanız geceyi bu uykuluk öğünüyle geçirebileceğini belirtiyordu. Ben bu uyku öğününü Efe doğduğundan beri zaman zaman uyguladım zaman zaman uygulamaktan vazgeçtim. Ancak yine de uyku eğitiminde önemli bir detay olduğunu düşünüyorum.
5. ay itibariyle Efe’nin uyanmalarını azaltmak adına her uyanışında meme veya mama verme durumumuzu sonlandırdım. Beslenme aralarını 4 saate çıkardım. 20:00 gibi son beslenmesini yapıyorsa 00:00’dan önce uyandığında kesinlikle beslemiyordum. İlk bir hafta boyunca 22:30-23:00 arasında uyandı.  On beş dakika uğraşla geri uyutmayı başardım. Uyuduktan sonra tekrar uyanması 01:00’i buluyordu. Böylelikle 05:00’e kadar tekrar uyanırsa yine beslemiyor, uyutuyordum. Uyandığı anda park yatakta hafifçe sallayıp pışpışlıyor bunun yeterli olmadığını hissediyorsam hamağa alıyordum.
1 – 2 hafta içerisinde gece uyanmaları için geliştirdiğim sistem tutmaya başladı. 22:00-22:30 arasındaki uyanmalar son buldu. 00:00’dan önce uyanmıyordu artık. Ancak yeni problemimiz sabah 05:00 kalkışlarıydı. 05:00’de kalktığında mama vermeye kalkarsam uykusu açılıyordu. Ben de bu sebeple emziriyordum. Emzirince de memeyi bırakmak istemiyor saat 06:30’a kadar ortamızda memede uyuyordu. Tabii bu benim için oldukça zor bir durumdu. Bir kere her sabah 05:00’de uyanmam garantiydi. Emzik konumuna geçtiğim için de bir süre sonra ilk doğduğu zamanki gibi göğüs ağrısı çekmeye başladım. 05:00 kalkışları zamanla öne çekilmeye de başlamıştı. Memeye kavuşacağını bildiği için 04:30 hatta 04:15te kalkar oldu.
Bu konuda da dirayet göstermem gerektiğine karar verdim ve son 1 haftadır Efe uyandığında memeye almıyorum. Bunun yerine yatağında pışpışlıyorum eğer diretip ağlamaya başlarsa hamağına koyuyorum. İlk bir kaç gün bu hareketime karşı tepkisi uyanmak oldu. Artık sabah 05:00’de uyanan bir Efe’miz vardı. Ancak son üç dört gündür bu konu da düzene girmeye başladı. 05:00’de mızıldanmaya başladığında yatağındaki pışpışlamam olumlu sonuçlandı ve Efe’yi 06:00’ya kadar hamağa almadan uyutmayı başardım.
Dün gece geldiğimiz son durum:
Efe’ye bu haftayla birlikte ek gıda vermeye başladım. Meyveyi sevmedi; ancak yoğurda bayıldı. Kreşten eve geldikten sonra öncelikle banyomuzu yaptık pijamalarımızı giyindik (koşullarınıza göre rutininizi baştan şekillendirmeniz gerekebilir). Daha sonra mutfakta biz yemek yerken onu da mama sandalyesine oturtup 19:00 gibi yoğurdunu yedirdim (4 tatlı kaşığı). Sonrasında birlikte biraz oyun oynadık. 20:00 gibi gece mamasını verdik ve hamağa koyduk. 20:30 gibi Efe uyudu. Hamaktan yatağına aldık. İlk uyanması 03:00’de gerçekleşti. Mama hazırlanıncaya kadar kısa süre meme emdi. Daha sonra mamasını verdik sonuna kadar içti. Tekrar uyuduğunda saat 03:25 olmuştu. Sabah 05:10 gibi uyanma işaretleri vermeye başladı, 2-3 dakika pışpışladıktan sonra uyudu ve 06:00’da bizim kalkma alarmımızla eş zamanlı uyandı. Açıkçası 20:30’da uyuyup sabah 03:00’e kadar uyanmaması benim için de oldukça mucizevi oldu. Yoğurt ve arkasından yenilen mamanın bünyesinde olumlu bir etki yaptığını veya yeni rutinimizdeki yatma öncesi aktivitenin Efe’yi yorduğunu dolayısıyla uyku süresini uzattığını düşünüyorum. Hangisinin etkili olduğunu deneyerek göreceğim.
Bundan sonraki hedefim gece beslenmesini sıfırlamak; ancak bunu ne zaman yapacağım konusunda tereddütlerim var. Gece mamasını o kadar büyük bir iştahla yiyor ki sabaha kadar aç kalmayı henüz tolare edemeyeceğini düşünüyorum. 6. Ay kontrolümüzde bu konuyu doktorumuzla da konuşacağım.
6. ayın bitmesiyle birlikte gece uykularında odasına yatırmak da ikincil hedefim. Bunu geciktirirsem sonra daha zor olacağının bilincindeyim. Bir yandan da duygusal anne tarafımın buna hazır olup olmadığına emin değilim. Çocuğun kendi odasında yatmamasının özgüven problemi yaratacağını, kendi işlerini kendisi çözmeyi öğrenemeyeceğini söyleyen insanlarla tanıştım. Bu tarz görüşlere kati suretle inanmıyorum ve oğlumun belli konularla ilgili ‘’annem babam benim için bunu yapar’’ diye düşünmesinin sağlıksız bir durum olduğunu da düşünmüyorum. Önemli olan bunun ayarını farklı alanlarda da tutturabilmek.
Tabiii son olarak en büyük hedefim Efe’nin kendi başına uyuyabilen bir bebek olmasını sağlamak. Bunun için farklı yöntemleri sürekli okuyorum. Bana en çok uyan yöntemler Tracy Hogg’un ‘yatır kaldır’ yöntemi ve Kim West yöntemi. Yatır kaldır yöntemini dördüncü ay denedik. Biz de kaldır kısmı gerçekleşti bir daha yatıramadık Efe’yi J
 Denemek isteyenler için Tracy Hogg ve Kim West Yöntemlerini kısaca paylaşmak isterim.
Daha detaylı bilgi edinmek için kendilerinin kitaplarını temin edebilirsiniz:

Tracy Hogg Yatır Kaldır:
Hogg çocuk ağlamaya başladığında kucağınıza alın, sustuğu anda (hemen o anda hiç beklemeden)tekrar geri koyun der. Çocuk yatağa konduğunda tekrar ağlıyorsa aynı yatırıp kaldırma devam edecektir. Bu uzun bir süre devam edebilir. Süresini çocuğun direnci belirler. Ferber yöntemi gibi çocuğun ağladığı bir yöntemdir; ancak Ferber’den farkı bebeğinizi yalnız bırakmamanızdır. Sizin orada olduğunuzu bilir. Ağlamasının sebebi korkması değil, uykuya dalmayı bilmemesidir. Bu süreler gün geçtikçe kısalıcak ve bir süre sonra rutini tamamlanan bebek yatağında kendi başına uyuyabilecek bir noktaya gelecektir.

Kim West Yöntemi:

Bebeği uykulu; ancak henüz uyanıkken yatağa koymak esastır. Uykuya dalana kadar çocuğunuzla tensel temasta olabilirsiniz, aralıklı olarak sevebilirsiniz. Çok ağlarsa kucağa alabilirsiniz; ancak sakinleştiğinde tekrar yatağa koymalısınız. İlk 3 gece yatağın hemen yanına koyacağınız bir sandalyede yanında durun. Her 3 günde bir sandalyeyi yataktan biraz daha uzaklaştırın. Yatağın yanı, yatak ile kapı arasında bir noktada, odanın içinde kapıda, koridorda çocuğun sizi göremeyeceği ama sesinizi duyabileceği bir yerde. Kim West bir kaç hafta sonra bebeğinize iyi geceler diyip yanından gideceğinizi ve onun kendi başına uyuyabileceğini söylemektedir.

Bu yöntemlerin hepsi dünyada kullanılan başarıya ulaşmış yöntemler. Ancak hiç biri bana tam olarak uygun değil. Ben oğlumun beni daha bilinçli dinleyip anlayabileceği, dolayısıyla onu yatağa bırakıp 'iyi geceler' dediğimde ‘annem beni bıraktı mı?’ diye düşünmeyeceği bir dönemi bekliyorum. O zaman geldiğinde herhangi bir sistem metod uygulamak yerine telkinle hareket etmek istiyorum. Bu konuda başarılı olacak mıyım yoksa gün geldiğinde kendime mi kızacağım şu anda bilemiyorum... Ama kendime güvenim yüksek çünkü daha önce defalarca yaptığım gibi yine annelik içgüdülerimi dinliyorum!
Bu içgüdüler beni şu ana kadar hiç yarı yolda bırakmadı, şimdi neden bıraksın?

30 Ekim 2013 Çarşamba

Tracy Hogg ve EASY


Efe’yle baştan beri en zorlandığımız olay ‘’uyku’’. Hala –özellikle geceleri – kesintisiz bir uyku yapmıyoruz. Aralarda meme  uyanmalarımız olduğu gibi ‘’anneeee ordasın di miii?’’ olduğunu düşündüğüm uyanmalarımız da devam etmekte. Yine de Efe’nin ilk zamanlarını ve o zamanlarda günde sadece 8-9 saat uykuyla idare etmeye çalışan bir bebek olduğunu hatırlayıp bugün olduğumuz durumu görünce kendi deneyimlerimi sizlerle paylaşmadan geçmek istemedim. Efe’de biraz biraz işe yarayan yöntemler belki sizin bebeğinizde daha çok işe yarar.

EASY yöntemiyle her şey daha kolay!
Tracy Hogg’un kitabını okumam ve EASY yöntemini anlamam benim için bir dönüm noktası oldu. Meğer her şeyi ne kadar düzensiz yapıyormuşum !  Bebeğimi bir kitap bebeği haline getirmedim yanlış anlaşılmasın ancak bebekleri bir ‘rutin’ içerisine sokmanın onlar için de bizler için de aslında ne derece önemli olduğunu anladım.

Kısaca EASY:

Easy yöntemi Eat (beslenme), Activity (aktivite /oyun), Sleep (Uyku), YourTime (Kendinize ayırdığınız zaman) şeklinde bir döngü aslında. Yöntemin bize söylediği bebek uyandıktan sonra öncelikle beslenmeli, sonrasında aktivite zamanı olmalı, takiben uykuya yatmalı ki biz de kendimize zaman ayıralım. Tabiii en önemlisi de bu döngüyü belli bir saat rutini içerisinde yapabilmek. Tracy Hogg bize programı her gün aynı saatte aynı dakikada uygulayın da demiyor kitabında, zaten böyle bir şeyi yapmak da pek mümkün değil. Kendisinin dediği daha ziyade rutini korumak ve bebeğinizin işaretlerini okuyabilmek!!!

Nedir Bebeğin İşaretlerini Okumak?
Sizleri bilmem ama ben bazen Efe’nin yaptığı hareketleri pek bir tuhaf bulurdum (hala da bulduğum zamanlar oluyor.) Eşime ‘’Neden böyle bir şey yapıyor ki?’’ dediğim zaman da çok olmuştur. Hareketi tanımlamak gerekirse: gözünü ovmak, kulağını mıncıklamak, elini ağzına sokmak, yanaklarını sıkmak ellerini ayaklarını çırpmak vb vb. Tracy Hogg’un kitabını okuduktan sonra anladım ki bu hareketlerin hiç biri ‘saçma’ bebek hareketleri değil. Aslında benim oğlum bunları yaparak bana bir şeyler anlatmak istiyor. Her bir hareketiyle ne dediğini anlamak tabi ki mümkün değil J Ancak sizin için en değerli şey: ‘uykusunun geldiğini hangi hareketle anlattığını bulmak’ olacak. Efenin ellerini burnuna götürmesini ve aynı anda alnının kızarmasını önceden ‘’burnu mu tıkalı acaba?’’ olarak yorumlar hemen burnuna müdahale ederdim. Zavallım günde kaç sefer temizletti bir ara o burnu JBir kaç seferlik takip sonrası bu hareketi aslında uykusu geldiği zamanlarda yaptığını anladım.
İlk işareti gördükten sonra hızlı bir şekilde uyku ritüelinize geçme vaktiniz geliyor. İkinci işaret biraz tolere edilebilir; ancak üçüncü işarete kadar beklerseniz o uyku vaktinde normale göre biraz daha fazla yorulacaksınız söyleyeyim J Uykusunu ne kadar başta yakalarsanız uykuya dalma süresi o kadar kısa olacak. ‘’Yorulmuştur şimdi uzun uyur’’ şeklinde de düşünmeyin, çok yorulmuş olan bebeğiniz muhtemelen kısa bir uyku yapıp kalkacak (çok uykunuz olduğunda uykuya dalmakta ne kadar zorlandığınızı, uyku esnasındaki rahatsızlığınızı bir düşünün isterseniz)
Bu noktada bebeğinizin düzenini kurmak için sizlere düşen günlük takibi düzgün yapmak. Uyandıktan ne kadar süre sonra uykusu geldi? Uykusu geldiğini nasıl anladınız? Ne kadar süre uykuda daldı? Ne kadar uyudu? Bunları bir kaç gün gözlemlediğiniz ,hatta mümkünse not tuttuğunuz, takdirde sürekli uyku işareti kollayan bir anne olmaktan da çıkacaksınız. Uykuyla ilgili hareketleriniz otomatik hale gelecek.
Ben Efe’de bu yöntemi ilk denediğim ve ilk işareti gördüğüm gibi uyku için odasına çıkardığım gün hayatımın en mutlu günlerinden birini yaşadım J Daha önceleri ağlaya ağlaya uykuya yarım saatte dalan oğlum gülerek ve 5 dakikada uyku durumuna geçti. İşte o noktada bebekleri çıldırtmadan (!) istediklerini vermenin ne denli önemli olduğunu anladım.
Artık kendime göre bir sistemim var ve oğlumu çok iyi tanıdığım için onun üç buçuk saatten daha fazla uykusuz duramayacağını biliyorum.

Peki Ya Uyutma Yöntemi?
Uyutma yöntemi konusunda fikir vermesi gereken doğru adres muhtemelen ben değilim. Zira çocuğumu uyuttuğum yöntemlerin hepsi bir süre sonra bağımlılığa yöntemler oldu. Efe’yi ilk doğduğunda memede eğer uyumazsa da omzumda uyutma çabalarım bir süre sonra yetersiz kaldı ve hızlı bir şekilde ayakta sallama yöntemine geçtim. Bir buçuk saat salladığım bebeğimi yatağına koyduğumda 5  dakika sonra uyanınca bu yöntemi acilen iptal etmem gerektiğine karar vererek bir hamak aldım. Efe hamak olayına başlarda sıcak bakmadı. Bütün bir haftasonumu Efe’yi hamağa alıştırmaya adadım. İkinci günün sabah uykusunda artık hamak alışkanlığını kazanmıştık.
Efe şu anda gündüz uykularını (evdeysek) hala hamakta yapıyor. Hamaktan yatağına almak gibi bir seçenek yok, hemen uyanıyor. Başında sürekli onu sallayan birinin olmasını istiyor dolayısıyla Tracy Hogg’un sleep arkasından gelen ‘your time’ kısmındaki kendimize ayırdığımız zaman bizim için geçerli değil. Ancak akşam uykularında hamakta uyku haline geçtikten sonra onu yatağa alıyoruz. Gece ve gündüzü ayırt eden bir bebek olduğu için uykusuna yatakta devam ediyor. Vızıldandığı an park yatağını sallayan annesi tabiki yanıbaşında!
Anlayacağınız hamak yatak ayak farketmez efenin sallanma alışkanlığı sallanma bağımlılığına çoktan dönüştü.
Bu konuyu bir ay önce çok dert etmeye başladım ve uyku eğitimi vermeye karar verdim. Fakat daha sonra uyku eğitimlerinin içinde az olsa da varolan ‘’ağlama , ağlatma’’ vb. durumlar yüzünden vazgeçip ve uykuya dalma, uykuda kalma durumlarını akışına bıraktım. Şu anda çalışıyorum ve işe 4 – 5 saatlik bölük pörçük uykularla geliyorum. Bazen sabrımın gerçekten zorlandığını hissediyorum. Hatta zaman zaman bu durumun hiç düzelmeyeceğini düşünüyorum, inanılmaz bir umutsuzluk kaplıyor içimi. Bana yardımcı olan beni bir kaç günde bir de olsa deliksiz uyutan eşim de olmasa pilim çoktan bitmişti. Tüm bunlara rağmen yine de vermiyorum o uyku eğitimini. Verenleri takdir ediyorum kimse yanlış anlamasın, ben kıyamıyorum yavruma da siz kıyıyorsunuz demek istemiyorum. Sadece işe de başlamamla birlikte içimde bir yerlerde varolan vicdani bir hesaplaşmam var ve o duygu beni kurallara bağlı hareketler yapmaktan geri tutuyor.
Bir gün ani bir kararla bu uyku eğitimine başlar mıyım yoksa bu konunun kendi kendine düzeleceği zamanı bekler miyim henüz karar vermedim. Bildiğim tek şey var o da sabrım her ne kadar zorlansa da gecenin bir yarısı onun gülümseyen yüzünü görmek her şeye bedel!

İyi uykular tatlı rüyalar!

paylasananne@gmail.com adresi üzerinden bana ulaşabilirsiniz.